Kitobni o'qish: «Tölögön Kasımbekov İnsan ve Eser»
YRD. DOÇ. DR. SAMET AZAP
1984 yılında İskenderun’da dünyaya gelen Samet AZAP, ilk orta ve lise öğrenimini İskenderun’da tamamladı. 2003 yılında girdiği Karadeniz Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 2007 yılında mezun oldu.
2007 yılında kazandığı Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Türk Edebiyatı Anabilim dalı yüksek lisans programını “Koyunoğlu Müzesi kütüphanesindeki 11452 numaralı Şiir Mecmuası (İnceleme-Metin)” başlıklı tezle 2010 yılında tamamladı. 2007-2011 yılları arasında Milli eğitime Bağlı liselerde Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak Konya ve Bursa’da görev yapan Azap, 2011 yılında Ardahan Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı.
2011 yılında başladığı Ardahan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları doktora programını, 2015 yılında “Tölögön Kasımbekov İnsan ve Eser” adlı çalışma ile tamamladı. Aynı yıl Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyat Fakültesi’ne Yrd. Doç. Dr. Olarak atandı.
2010-2011 eğitim öğretim bahar döneminde Mevlana Değişim Programı ile 6 ay süreyle Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde görev yaptı ve burada yapmış olduğu çalışmalar neticesinde, Tanrı Dağından Sesler adlı Kırgız yazarlarla yapmış olduğu söyleşilerden oluşan bir kitap yayımladı. Prof. Dr. Orhan Söylemez ve Azamat Toktosunov ile birlikte çevirisini yaptıkları Roza Aytmatova Tarihin Ak Sayfaları başlıklı basılı kitabı vardır. Halen Ardahan Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümünde Yrd. Doç. Dr. Olarak çalışan Samet AZAP’ın Prof. Dr. Orhan Söylemez ile birlikte hazırladıkları Türk Dünyası Edebiyatları Hikâye Çözümlemeleri kitabı 2016 yılında yayımlanmıştır. Bu kitaplar dışında Türk dünyası edebiyatları alanında ulusal ve uluslar arası dergilelerde yayımlanan bir çok makalesi bulunmaktadır.
Genç yaşta fani dünyayı terk eden arkadaşım, kahramanım,
AĞABEYİM BESTAMİ AZAP’a…
KISALTMALAR
A.: Anne
A.g.e. : Adı geçen eser
B. : Baskın
Çev. : Çeviren
ÇY. : Çilmayra’nın Yakasında
D1. : Diriliş 1
D2. : Diriliş 2
DA. : Dostum Anlasın
G. : Gayret
GV. : Gece Vakası
H.İOİ. : Hikayeler, İnsan Olmak İstiyorum
H.KB. : Kavganın Başlaması
H.M. : Hikayeler, Memleket
H.Y. : Hikayeler, Yetim
K. : Keder
KB. : Kavganın Başlaması
KI. : Kırgın
KK1. : Kırılan Kılıç 1 (Han Sarayı)
KK2. : Kırılan Kılıç 2 (İsyan)
MVB. : Mutluluk Veren Bölge
ON. : Olgun Nesil
TDK. : Türk Dil Kurumu
TYD. : Taşa Yazılan Damga
YO. : Yılkıcının Oğlu
TÖLÖGÖN KASIMBEKOV
“Yüzyıllarca yaşayan Kırgız adını, kılıç ile dağlara yazdım…”
ÖNSÖZ
İnsanoğlunun varoluş serüveninde kendi olma edimini gerçekleştirdiği tinsel oluşum alanı olan sanat, bireyi ontolojik olarak yeniden kurarak hiçlik boyutundan değerler dünyasına ulaştırarak çağlar arası bir seslenişi görünür kılar. Tölögön Kasımbekov da nesneleşen dünyada kendi oluşunu gerçekleştirmiş, geçmişi şimdileştirerek milletinin, dehlizlerde unutulmaya yüz tutan sesine kulak vermiş, milli bilinci uyanık tutmaya çalışmıştır. Kırgız tarihi romanının önemli eserlerinden olan Kırılan Kılıç romanını tarihte yaşamış gerçek kahramanlardan oluşturan Kasımbekov, aydın bir bilinçle devrin kırılma anlarını şimdileştirmiş, kendilik değerlerinden uzaklaşan halkı ve sömürge güçlerinin kirli oyunlarını tüm gerçekliğiyle anlatmıştır. Kırılan Kılıç’tan sonra yazdığı Diriliş romanıyla artık tarihsel romancılıkta bir zirve kabul edilmeye başlanan yazar, Baskın ve Kırgın romanlarıyla kendi oluş/unu gerçekleştirmiştir. Romanlarını oluştururken canlı şahitlerden, tarihi arşiv belgelerinden, mektuplardan, resmi yazışmalardan yararlanması onun milli tarihine olan bağlılığını ve bir romancı titizliğinin göstergesidir.
Kasımbekov, romanları yanında öyküleriyle de ses getirmiş, küçük yaşta yetim kalmasının sonucu yaşadığı ruhsal çalkantıyı öyküleriyle anlatmıştır. Kasımbekov, öykülerinde daha çok realist bakış açısıyla olayları kurgularken, memleketinden, annesinden, çevresinden canlı tipler seçerek gerçek hayatın acımasızlığı, adalet, dürüstlük, aşk gibi sosyal meseleler üzerinde durmuştur.
Tölögön Kasımbekov’un belki de en büyük şansızlığı Cengiz Aytmatov ile aynı zamanda yaşamış olmasıdır. Eserleriyle evrenseli yakalayan Cengiz Aytmatov’un ardında kalması onun talihsizliğidir. Ancak romanları ve öyküleri incelendiğinde Kırgız edebiyatının sayılı yazarları arasında yer aldığı görülür. Eserlerini Rusça yazan Aymatov’un evrenseli yakalaması daha kolay olurken, eserlerini Kırgız Türkçesiyle yazan Kasımbekov’un dünya edebiyatında adının o kadar duyulmaması normal karşılanabilir. Ancak özellikle tarihsel romanlarını bir kuyumcu titizliğiyle işleyerek oluşturması, onun yazarlık yeteneğini ve kaleminin gücünü gösterir.
Dört ana bölümden oluşan çalışma, yapısal ve izleksel olarak oluşturuldu. Birinci bölüm yazarın hayatı, sanatı ve eserlerine ayrıldı. Bu bölüm yazarın; doğumu, çocukluğu, gençliği ve ailesi hakkında bilgilerin yanında siyasi ve edebi hayatı hakkında malumatlara ayrıldıktan sonra, yazarın eserleri hakkında bilgiler verilerek tamamlandı.
Yazarın öyküleri “yapı ve izlek” başlığı etrafında İkinci Bölüm’de incelendi. Öykülerde; anlatıcı ve bakış açısı, zaman, mekân, kişiler dünyası gibi unsurlar yanında öne çıkan izlekler tespit edilip yorumlandı. Yazarın külliyatına aldığı dört öyküsü dışında dergilerde tespit edilen oluşum döneminde kaleme aldığı on bir öyküsü de tek başlık altında incelendi.
Üçüncü Bölüm’de yazarın beş romanı incelendi. Bu romanların incelenmesinde de “yapı ve izlek” yöntemi kullanıldı. Söz konusu romanların incelenmesi sırasında eserlerin basım tarihi sırası değil, nehir roman tarzında birbirinin devamı şeklinde yazıldıkları için anlattıkları tarihsel dönem aralığı esas alındı. İnceleme sırası ve anlattıkları tarihi aralık; Kırılan Kılıç (1865-1876), Baskın (1859-1898), Kırgın (1905-1917), Diriliş (1917-1924) şeklindedir. Bu dört romanın dışında kalan Olgun Nesil romanı konu ve içerik bakımdan farklı olduğu için en son incelendi.
Çalışmanın dördüncü ve son bölümünde ise, yazarın öykülerinde ve romanlarında kullandığı üslup özellikleri üzerinde durularak, yazarın ortak kullandığı anlatım teknikleri, anlatım yöntemleri ve anlatım izlencesi/söz dizimi açımlanarak dil özellikleri tespit edilmeye çalışıldı.
Bu dört bölüm dışında, çalışmada yararlanılan kitaplar, makaleler ve dergilerden oluşan Kaynakça bölümü “Tölögön Kasımbekov Kaynakçası” ve “Genel Kaynakça” şeklinde iki başlık altında oluşturuldu. Ekler kısmında ise, 2012-2013 yılı eğitim-öğretim bahar döneminde Mevlana Değişim Programıyla altı ay süreyle bulunduğum Kırgızistan’ın Bişkek şehrinde yaşayan dokuz önemli yazar ve bilim adamıyla Tölögön Kasımbekov ile ilgili yapılan söyleşilere, yapmış olduğum röportajlara ve yazarın sağlığında yapılan röportajlara yer verildi. Bunların yanı sıra yazarın evinden aldığımız yazarın şahsına ait, kendi el yazısı, öğrenci karnesi ve aldığı ödüllerin resimlerine yer verilerek çalışma tamamlandı.
Doktora tezimin kitaplaşması olan bu çalışmanın ortaya çıkmasında ve benim kendilik değerlerimin bilincine varmamda Ardahan Üniversitesinin ve değerli hocalarının emekleri yadsınamaz;
Doktora danışmanım olan ve bir danışmandan çok daha fazlası olarak kendilik değerlerimin oluşmasında ışığım olan, maddi manevi hiçbir yardımı esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Orhan SÖYLEMEZ’e, ne kadar teşekkür etsem azdır.
Varoluş sürecime sağladığı katkılarla bakış açımın değişmesine yol açan saygıdeğer Rektörüm ve hocam Prof. Dr. Ramazan KORKMAZ’a teşekkürü zevkli bir vazife sayarım.
Yol göstericiliğiyle beni aydınlatan, hiçbir zaman yardımını esirgemeyen hocam Prof. Dr. Gürkan DOĞAN’a minnettarım.
Kitabı baştan sona okuma nezaketini gösteren ve yol göstericiliğiyle yardımlarını esirgemeyen Yrd. Doç Dr. Vedi AŞKAROĞLU’na en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Çalışmamın Kırgızistan ayağında desteklerini gördüğüm Yrd. Doç. Dr. Ali DAŞMAN beyefendiye, Dr. Rahat TAŞTEMİROVA hanımefendiye, kütüphane müdürü Gülayım hanımefendiye, Tölögön KASIMBEKOV’un değerli eşi Elmira KASIMBEKOVA hanımefendiye ve Aygerim BAKTIBEKKIZI ile Selçuk SUBAŞI’na şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, kitabın oluşum aşamasında yaşadığım aksaklıkların giderilmesinde yardımlarını gördüğüm, Yrd. Doç. Dr. Ayhan ÇELİKBAY’a, Yrd. Doç. Dr. Mayrambek OROZBAYEV’e ve bilhassa varoluş sebebim değerli aileme teşekkür etmek istiyorum.
D r. Samet AZAPArdahan-2016
1
TÖLÖGÖN KASIMBEKOV’UN HAYATI, SANATI ve ESERLERİ
1.1. Hayatı
1.1.1. Doğumu, Çocukluğu, Gençliği ve Ailesi
Tölögön Kasımbekov, 15 Ocak 1931 tarihinde Calal-Abad iline bağlı Aksı ilçesinin Akcol köyünde dünyaya geldi. Babası Kasımbek’in soyu Kırgız halk kahramanı Beknazar’a uzanır. Beknazar’ın oğlu Kasımbek, onun oğlu da Tölögön’ün babası Kasımbek’dir. Kasımbek aynı zamanda, köyün aksakalı yani bilge kişisidir. Eşinin adı Kalbü’dür ve bir Kıpçaktır. 59 yaşına kadar Kasımbek ailesinin çocuğu olmaz. Kalbü bilge, zeki insan olduğundan köydekilerin arasında saygı duyulan bir kadındır. İnsani değerleri ve aklı ile kocasının içindeki pişmalığını hissedip, “beyim sizin de çocuğunuz olup neslinizin devam etmesi gerekir” diyerek başka birisiyle evlenmesini kendisi teklif eder. Kocası için yirmi yaşını yeni dolduran Anar’ı kendi atı ile kaçırarak getirir. “Beyim ben size eş getirdim, malınızı kesip nikâh yapıp bu kadın ile evleniniz” diyerek üzerine kendi eliyle kuma getirir. Böylece bir yıl içinde Kasımbek, yaşı altmışa geldiğinde erkek çocuk sahibi olur. Çocuğunun adını kulağına Ezan okutup “Allahverdi” diyerek Kudaybergen koyarlar. Bebeğin olmasına çok sevinen Kalbü, Kudaybergen’i kendi çocuğu gibi sevip, kendisi besleyip büyütmeye başlar. Doğum yapan kumasını ise kendi gelini gibi görüp onunla tartışmadan hatta o yaşına rağmen ev işlerinde yardımcı olarak geçinip giderler.
Yaşamın en zor anlarında ona yeni bir umut veren çocuğunu şımartarak seven Kalbü, onu ölen çocuklarımın yerine koyar; “Tölögönüm benim Allahım bizim dileğimizi gerçekleştirdi” diye Tanrıya dua eden Kalbü, Tölögön diye kendince isim koymuş, ondan sonra akrabaları ve komşuları Kudaybergen ismini unutup çocuğu Tölögön diye çağırmaya başlamışlar.1
Aynı köyde okulunu bitirdikten sonra öğretmenliğe başlayan Kasımbekov, on altı yaşını doldurduğunda köyde valiliğe sekreter olarak işe girerken Tölögön ismiyle kimlik alır. Kimliği almadan önce, öz annesine doğum gününü soran Tölögön yaşının 3 yıl geç yazıldığını düşünerek, doğum tarihini, 15 Ocak 1931 olarak belirler. Ama Tölögön’ün kendi söylediklerine göre o, 1928 yılında doğmuştur. “Sen askere gidersen biz hayatımızı nasıl geçireceğiz” diye düşünen karı koca onu 3 yaş genç göstermiş olabilirler.
1946 yılında baba Kasımbek, depremden dolayı hayatını kaybeder. Böylece Tölögön on dört yaşındayken yetim kalır. Yetim çocuk, dul kadın ikisi çok zor günler geçirirler. Aç kalıp hiçbir şey bulamadıkları zaman annesi, kolhozun tarlasından mısır çalarken yakalanır. Sonra halk arasında sorgulanır. Tölögön ağlayıp oturan annesini sakinleştirip “anne niçin ağlıyorsun, aç kaldığımız için mısır çaldık ne olmuş, insanlık ölmedi ya? Haydi kalk anne bunların önünde ağlayıp kendini zavallı hissettirme” diyerek, oradaki insanların şaşkın bakışları altında annesini yanına alıp evine döner. Ondan sonra ben “insan olacağım. İnsan olup annemi sorgulayan insanları cezalandıracağım” diye kendisine bir hedef belirler. “İnsan Olmak İstiyorum” adlı öyküsü böyle bir yaşanmışlığın neticesinde yazılmıştır.2
Kasımbekov, henüz 10. Sınıfa giderken kendisi gibi yetim olan Adaş Mırzakmatova ile hayatını birleştirir. Liseyi bitirdikten sonra bir süre köy okulunda öğretmenlik yapar. Bir sene sonra Frunze’ye (Bişkek) üniversiteye başvurmaya giden Kasımbekov, ilk senesinde kazanamaz, ancak pes etmeyerek ikinci yılında, 1952 yılında Kırgız Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesini kazanır. Başarılı bir öğrenci olan Kasımbekov, çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle çevresinde kısa zamanda sevilen biri haline gelir.
İnsani değerleri yüksek olan Kasımbekov, daha o yıllarda iyi dostluklar kurmuştur. Çalışkanlığı ve zekâsıyla okulu bitirir bitirmez matbaada iş bulan Kasımbekov, kendi hayatını kazanma yolunda ilk adımı da atmış olur. Ancak bu süreçten önce zamanında fakir bir aileden gelmesi Kasımbekov’un zor şartlarda okumasına neden olur. Çoğu zaman okula gidecek yol parasını bile bulamaz. Lise yıllarında zor günler geçiren Kasımbekov, burs alamadığı için oldukça zayıflamış olarak köye döner. Onun bu halini gören karısı oldukça üzülür. Fakirlikle baş etmeye çalışan Kasımbekovlara, anne Kasımbekova üç ayda bir postayla taklan (tuzlu ekmek) gönderir. Geçimlerini sağlamak için Adaş Mırzakmatova “VLKSM” adında bir fabrikada işe girer. Aylık 25 som maaş alır. Kasımbekov bir yandan lise öğrenimine devam ederken öte yandan lise duvar gazetelerine bir şeyler karalar.
Kasımbekov’un yaşadığı zor dönemler onun çocukluk düşlerini harekete geçirir. Karısını fabrikanın kapısında beklerken bile elindeki deftere yazı yazmayı sürdürür. Sigara içmeyen, içki kullanmayan Kasımbekov liseden mezun olunca tek ineklerini satarak oğulları Raykan’ı ve annelerini alıp Taşkömür’den Bişkek’e göç eder.3 Bişkek yılları da yoksulluk içinde geçen Kasımbekov’un hayatı üniversiteden mezun olduktan sonra düzelir. Okulu bitirdikten sonra matbaada iş bulan Kasımbekov, hem birçok eseri inceleme imkânı bulmuş hem de para kazanmıştır.
Yetenekli ve genç yazarın yazarlık kabiliyetinin uyanışına ilk desteği babası vermiştir. Kasımbekov bir söyleşisinde, “benim babam mollaydı, yanında her zaman âlimler toplanırdı. Ben de onları dinleyip, otururdum. Babam “Leyla ve Mecnun”u” “Kız Saykal”ı Arap harfleriyle okurdu. Ben on üç on dört yaşındayken babam vefat etmişti. Annem ise, daha sonra “babasıyla birlikte büyüyen ateş çıkarır” sözünden anlaşıldığı gibi, yazarlık mirasının babamdan kaldığını söylemiştir.4
Kasımbekov, yaşadığı zor zamanlara rağmen yazmaktan bir an olsun bıkmamış her fırsatta yazmaya devam etmiştir. Yazdığı ilk öyküleri yaşadığı sefalet günlerinin ürünü olarak daha çok gençlik dönemi ürünleriyken, romanları usta işi bir çabanın ürünüdür. Kasımbekov’un yazarlık yeteneği kendi içinde var olan mizacının ürünüdür. Her fırsatta yazmaya çalışır, gençlik yıllarında yazdığı öykülerini de bu şekilde fabrika köşelerinde karısını beklerken ya da bir parkta otururken kaleme almıştır.
Kasımbekov ve Adaş hanımın dördü erkek biri kız olmak üzere beş çocukları dünyaya gelir. Çocuklarının adı; Raykan, Rasul, Malik, Beknazar ve Begimhan’dır. Büyük oğlu Raykan babasının izinden giderek milletvekili olmuştur.
İlk karısı Adaş’ın ölümünden sonra Kasımbekov, hayatını Elmira ile birleştirir. Artık yaşlanmış olan Kasımbekov’un karısı vefat etikten sonra oğulları babasına destek olup yanında kalacak insan ararlar. Elmira’yı yakın akrabaları “bu yaşlı adama sen layıksın” diyerek, Kasımbekov ile tanıştırırlar. Kasımbekov’un en büyük oğlu milletvekili Raykan Tölögönov ile kız istemeye giderler. Elmira’nın babası çok kitap okuyan birisidir. Tölögön Kasımbekov’un eserlerinin tümünü okuduğu için onun nasıl birisi olduğunu da biliyordur. “Kızım ben seni zorlayarak ya da överek evlendirmeyeceğim ama beni dinlersen anne baba hiçbir zaman çocuğunun mutsuz olmasını istemez. Bu yaşlı adam ile evlenmene razıyım” diyerek kızına kendi fikrini söyler. Böylece babasına karşı çıkmayan Elmira, Kasımbekov ile evlenir. Kasımbekov’un Elmira’dan Asıl adlı bir oğlu dünyaya gelir. Kasımbekov son zamanlarını oğlu ve karısı ile geçirir. Kasımbekov, 80 yaşındayken geçirdiği bir rahatsızlık sonucu 16 Haziran 2011’de hayata gözlerini yumar.
1.1.2. Siyasi Hayatı
1956 yılında henüz bir öğrenciyken “Yılkıcının Oğlu” isimli eseri Devlet Edebi Yayınları arasında basılan yazar edebi çevreye ilk adımını atar. Üniversiteyi 1957 yılında başarı ile bitiren Kasımbekov, 1957 yılında devletin ders kitaplarını yayımlayan matbaanın çocuk edebiyatı bölümünün editörü olarak çalışmaya başlar. Bu yıldan itibaren sırayla yazdığı öyküleri ile okuyucuların dikkatini çekmeye başlayan Kasımbekov, 1959 yılında Kırgız Yazarlar Birliği’ne kabul edilir. 1960-1966 yıllarında Ala-Too edebiyat dergisinin görevli sekreteri, 1966-1973 yıllarında o derginin baş editörü, 1973-1974 yıllarında ise Cumhuriyet yayınlar komitesinin baş editörü, 1987 yılında VAAP’ın yönetmeni olarak çalışır.
Tarihçi ve yazar Kasımbekov, 1990 yılında Aksı ilinin №169 Kızıl Tuu seçim bölgesinden milletvekili seçilir. Parlamentonun toplantısında parlamento komisyonun yöneticisi ve üyesi olarak çalışır. Parlamentoda gördüğü birçok meseleyi kendi isteği ile çözmeye çalışıp, kendi fikrini açıkça söyler. Kırgız Cumhuriyeti’nin ismini yenilemek, başkentin ismini değiştirmek, memleket dili, bağımsızlık, bayrak ve daha birçok meselenin çözümü için çalışır. “Medeniyet”, “eğitim”, “din”, “vatandaşlık hakları” ve “Matbaa”nın yeniden düzenlenmesinde Kasımbekov’un önemli katkıları vardır. Ayrıca Kırgız Anayasası’nın hazırlamasında ve kabul görmesinde aktif olarak çalışmıştır.5
Halkı ve vatanı için her türlü fedakârlığı göğüsleyen Kasımbekov, birçok ödüle layık görülür. 1986 yılında “Kırgız Halk Yazarı” unvanını alır. Edebiyattaki emeğine değer verilerek, V.İ. Lenin’in doğum gününün 100. yılı töreninde madalya ile ve Kırgız SCB’nin sertifikası ile ödüllendirilir. 1997 yılında “Dank” madalyası ile 1998 yılında “Ruhaniyet” uluslararası derneğinin ödülü ile ödüllendirilir. 2001 yılında 1. derecedeki “Manas” ödülünün sahibi olan Kasımbekov, 2005 yılında devlet dilini geliştirmeye sağladığı yararlardan dolayı “Kırgız Dili Madalyası”nı, 2006 yılında Kırgız Cumhuriyeti’nin “Toktogul” ödülünü alan yazar, 2006 yılında ise, “Kırgız Halk Kahramanı” unvanını alır.6
Siyasi başarılarını özetleyerek verdiğimiz Tölögön Kasımbekov, yazar kişiliği yanında bir bürokrat devlet adamı kimliğiyle de Kırgız halkı arasında saygıyla karşılanır. Ülkesinin kalkınması için elinden geleni yapan yazar, Kırgız kimliğinin muhafazası için siyasi hayatı boyunca aktif rol oynamıştır.
1.2. Sanatı
1.2.1. Oluşum Dönemi: Öyküyle Atılan İlk Adımlar
1957 yılında Kırgız Devlet Üniversitesi’nin Kırgız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olan yazar, dördüncü sınıfta okurken ikinci eseri “Alımkan”ı yazmaya başlar. 1958 yılında “Alımkan” filmi çekilir, o dönemde KTR’in yönetmeni Rabiya Menseyitova filmin yapımcısı olur. Bununla beraber “Alımkan”ı yazdığı için İshak Razakov kendi elleri ile altın saat hediye eder. Yazarın “Alımkan” eseri edebi yönü yüksek olduğu için elden ele dolaşır. Cümlelerin birbiriyle uyumlu olması, Niyazalı kopuzcunun, Toktogul’un, Alımkan’ın sözlerinin titizce yazılması, eserin derecesini yükselterek Tölögön Kasımbekov isminin yazar olarak duyulmasını sağlar.
İlk eseri “İnsan Olmak İstiyorum” yayımlandığında, Kasımbekov 700 Ruble ödül aldığını ölene kadar unutmaz. Alın teri ile kazandığı parasını evine, annesine götürdüğünde annesi: “Yetim oğlum büyüyüp böyle para kazanmaya mı başladı?” diyerek mutluluktan ağlar. Böylece, öğrenci iken para kazanan Kasımbekov, kirasını kendisi ödeyerek, annesinin geçimini de kendisi sağlar. “İnsan Olmak İstiyorum” öyküsü yazarın kendi hayatından izler taşır. Öykünün başkişisi Asıl, üniversiteye başvurup kazanamayınca köyüne döner. Babasının, oğlunu işe almaları için yöneticilere yalvarmasına şahit olan Asıl, utanır. Gördüğü yozlaşma ve bozuk düzenlerden sonra asıl istediğinin babasının istediği gibi memur olmak değil, “insan olmak” olduğunun farkına varır. Yazarın aynı yıl yazdığı yetim öyküsü de küçük yaşta yetim kalan Kasımbekov’un bilinçaltının dışa vurumudur.
“Memleket”, “Yetim” ve “İnsan Olmak İstiyorum” öyküleri yayımlandıktan sonra nesir dalında yetenekli yazarın geldiğine edebiyat toplumu şahit olur. Çünkü bu öyküler yayımlandıkları yıllarda hem eleştirmenler hem de okurlar tarafından iyi not almıştır.7
Üniversitede okurken köyünü özleyip yazdığı “Memleket”, “Yılkıcının Oğlu”, “Yetim”, “Kavganın Başlaması” eserlerini yazarak ödül kazanır. Romanlarını öykülerinden sonra yazmaya başlar.8 Onun öykü yazdığı dönemler yazarlığa ısındığı dönemlerdir. Gençlik ürünü olan bu eserlerde yazarın çevresel ve siyasi faktörlerden etkilendiği izlenimi verir.
Kasımbekov’un oluşum döneminde yazdığı öyküleri ve dergilerde unutulmuş olanları da tespit edilerek bu çalışmada incelendi. Kasımbekov’un bu dönemde yazdığı öykü sayısı on beştir. Bu öykülerden edebi değeri yüksek olanlar; “İnsan Olmak İstiyorum” , “Memleket” “Yetim” ve “Bozkurt” öyküleridir. İncelemede de bu çalışmalar ayrı ayrı değerlendirilerek izlekler etrafında yorumlandı. Yazarın bu öyküler dışında kalan on bir öyküsü tek başlık altından incelendi. Bu öyküleri; “Yılkıcının Oğlu”, “Tokon Ormana Geldiğinde”, “Gece Vakası”, “Dostum Anlasın”, “Taşa vurulan damga”, “Anne”, “Keder”, “Gayret”, “Çilmayra’nın Yakasında”, “Mutluluk veren bölge”, “Kavganın Başlaması”dır. Kasımbekov’un gençlik yıllarında yazdığı bu kısa öykülerinde komünizmin etkisinde kaldığı anlaşılıyor. Yazarın bu hikâyelerinin gün ışığına çıkarılması ve incelenmesi onun oluşum döneminde nelerden etkilendiğinin ve yaratma gücünün anlaşılması noktasında önemlidir. Oluşum dönemi öykülerinde yazar daha çok bireysel konuları işler ve öykülerinin kahramanları genelde çocuklardır. Bunun en önemli nedeni, küçük yaşta babasını kaybeden yetim büyüyen Kasımbekov’un ruhsal dünyasında yaşadığı taramvadır. “Yetim” öyküsünü bu minval üzerine yazmıştır. Öykülerinde görülen bir diğer özellik ise, oğlunu yetiştirmek için her türlü zorluğa göğüs geren “anne arketipi”dir.9 Öykülerinde anneyi kutsallaştırarak yarattığı karakterlere kendi deneyimlerini aktarır. Öykülerinin birçoğunda baba da evinden, ailesinden uzakta ya da ölmüş olarak tasvir edilir. Baba özlemini öykülerinde şimdileştiren Kasımbekov, oluşum dönemi öykülerinde kendi hayatını resmeder. Yazarın öyküleri dışında 1974 yılında yazdığı “Temiz görev” adlı denemesi öyküleri ya da romanları kadar ilgi çekmez.