Kitobni o'qish: «BAHÇIVAN KÖSTEBEK VE UÇAN KARINCA KIVIRCIK»
Bahçıvan Köstebek toprak altında yaşadığı ve çalıştığı için hayatında biraz değişiklik yapmak istedi. Toprakları, taşları görmekten sıkılmıştı artık. Gerçi yer altında da çok güzel ve etrafı ışıl ışıl aydınlatan parlak madenler vardı. Ama onun canı yeşil yapraklar, ağaçlar, çiçekler görmek istiyordu. Yeryüzüne çıkmaya da cesaret edemiyordu. Orada düşmanlarına karşı daha korumasız ve yalnızdı. Üstelik gözleri de gün ışığında çok iyi görmüyordu.
Kartondan kelebekler, çiçekler yaptı. Onları iplerle odasının duvarına astı. Yattığı yerden, küçük penceresinden, ancak aydedeyi ve yıldızları görebiliyordu.
Yeryüzünde gördüğü güzellikleri, “cam kavanoz içinde bir bitki bahçesi” yaparak yuvasına taşımaya karar verdi.
Buna “TERARYUM” denildiğini öğrendi. Önce büyükçe bir kavanoz buldu, kavanozu güzelce sildi ve temizledi.
Kavanozun içine yarısından daha az miktarda kumla toprak karışımı koydu. Bahçeden nemi seven yeşil, çiçeksiz bitkileri köküyle birlikte topladı.
Kavanozun içindeki toprağa güzelce dikti.
Odasının duvarındaki madenler, odasını gökyüzündeki yıldızlar gibi aydınlatıyordu.
Toprağın boşta kalan kısımlarını, bahçede gölge yerlerden topladığı yosunlarla kapladı. Etrafına da çakıl taşı, salyangoz kabukları yerleştirdi. Hatta renk katsın diye, kırmızı beyaz benekli mantarlardan topladı.
Sonunda, “Ah, bir de küçük bir ev olsaydı yeşilliklerin içinde.” diye iç geçirirken ev şeklinde kalemtıraşı geldi aklına. Onu da yeşil yosunların üzerine oturttu.
Kavanozun ağzını bir mantarla kapadı. Kavanozun içinde oluşacak nemin, bitkilere “iyi geleceğini” biliyordu. Teraryumun karşısında hayallere dalarak, “Ah, ne güzel oldu. Yeşillikler içinde bir ev, bitkiler evin yanında dev ağaçlar gibi duruyor. Minicik olsam da burada yaşayabilsem.” diye iç geçirdi.
Bepul matn qismi tugad.