Kitobni o'qish: «Hüzünlü Mısralar»
Takdim
Dr. Yakup ÖMEROĞLU
Avrasya Yazarlar Birliği Genel Başkanı
Vagif Behmenli ile ilk tanışmamız ikimiz için de gurbet olan bir diyarda Almanya’da olmuştu. İkimiz de Frankfurt Kitap Fuarı için oradaydık. O Azerbaycan adına kitap standı kurmuş ve büyük bir özenle standın idaresi ile meşgul oluyordu. Bense Avrasya Yazarlar Birliği Bengü Telif Ajansı adına fuara katılıyordum.
Frankfurt Kitap Fuarında katılımcı telif ajansları için ayrı büyük bir salon tahsis edilir ve orada her ajansın görüşme yapabileceği randevularını verebileceği birer masası vardır. Buraya ilgililerinden başka pek kimse girmez çünkü işi olmaz burada. Daha önceden randevulaşmış insanlar, bu küçük masalara karşılıklı oturarak görüşmelerini yaparlar. Görüşmesi biten de salondan ayrılır. Ülkelerin yayınlarını tanıttıkları salonlar ise insanların merakla dolaştıkları yerlerdir. Ülkelerin bakanlıkları veya yayınevleri biraz da birbirleri ile yarışarak güzel etkileyici stantlar yapmaya çalışırlar dolayısıyla stantların olduğu bölüm herkes için gezilmeye görülmeye değer yerlerdi.
Ben telif ajansları ile görüşmelerimin olmadığı zamanlarda bu salona gelip dünyadaki kitap yayıncılığını tanımaya çalışıyordum ama en sık uğradığım bölümler Türkiye standı ile belki ondan daha çok Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın standı oluyordu.
Vagif Behmenli bu yeni tanıdığı ısrarcı ziyaretçiyi her seferinde eski bir tanıdığı karşılıyormuş gibi Güleryüz ve samimiyetle karşılıyor, Azerbaycan’ın çayından paklavalarından ikram ediyordu. Dünyanın en büyük kitap fuarı kabul edilen bu organizasyonun nasıl çalıştığını birlikte değerlendirmeye çalışıyorduk. Nitekim Frankfurt Kitap Fuarının tecrübeleriyle Vagif Bey, Uluslararası Bakü Kitap Fuarının düzenlenmesinde önemli roller üstlenecekti.
Frankfurt’ta kesişen yolarımız Elazığ’da bir daha yan yana geldi. Aziz Dostumuz Şener Bulut, Elmas Yıldırım için anma programı hazırlamıştı. Biz Ankara’dan katılmıştık, Vagif Behmenli ise Azerbaycan heyetinin içindeydi. Çok güzel ve etkili bir program olmuştu. Biz daha sonra Kardeş Kalemler Dergisinin kapağında Elmas Yıldırım’ın fotoğrafının yer aldığı ile bir özel sayı da hazırlamıştık.
Birbirimizi tanıdıkça daha çok seviyor ve dostluğumuz artıyordu.
Biz onun davetiyle Bakü Kitap Fuarlarına katılıyor o Altındağ Şiir Akşamları veya Ankara’da değişik anma programları ile bizim misafirimiz oluyordu.
Onu ve şiirini tanıdıkça bu dünya iyisi beyefendi insanla ruh ve düşünce olarak da ne kadar çok şeyi paylaştığımızı fark ediyordum.
“Bülbül benim yüreğimdir” “Gül benim yüreğimdir” diyen gül yürekli bir şairdir o.
Şiirlerinden bir demeti onun çok sevdiği Türk okuyuculara takdim ediyoruz.
Türkiye’de kitabının yayınlanması arzusunu bana hiç söylemedi ama ben biliyorum ki bunu çok istiyordu. Şiirlerin seçimini kendisinden isteseydik eminim bizim belirlediklerimizden başkalarının da kitapta yer almasını arzu edebilirdi. Ama biz dostumuza bir sürpriz hazırlamak için şiir seçimini kendimiz yapmayı tercih ettik. Ülkü Taşlıova bu önemli sorumluluğun üzerine aldı ve Vagif Behmenli’nin üç ciltlik kitabından elinizdeki şiirleri seçti. Ayrıca seçtiği şiirleri Türkiye edebî Türkçesine uygunlaştırdı. Havva Tekin ise şiirlerin kitaptaki sıralamasını yaptı. Her iki arkadaşımıza da şükranlarımı sunuyorum. Dostumuz Reşad Mecid ise tüm bu süreçte bizimle birlikteydi. Belki gelecekte aynı arkadaşlarımızla bu kez şiirleri şair belirlediği yeni bir kitap daha hazırlarız.
“Gamlı Aras’dan utanan” “varınca son menzile geçmeye yüzüm olmayacak” diye endişe eden Vagif Behmenli’nin şiirlerinin, Anadolu insanının gönlünde büyük yankı bulacağına olan inancımla kitabı şiir severlerin dikkatlerine sunuyorum.
“Söz yürekte güzeldir
Mülktür pahadan paha
Duygu ki dile geldi
Demek batmış günaha.”
Büyük şairin yüreğindeki güzel sözleri de bir gün dinlemek ünidiyle…
Önsöz
HERKESE ULAŞMASI GEREKEN IŞIK
Rəşat MECİT
Türkiye Türkçesine Uyarlayan Ülkü TAŞLIOVA
Yirminci asrın 60’lı yıllarında dünya edebiyatı tempolu ve dinamikti. Azerbaycan edebiyatının da bu düzende yer almasıyla beraber gelişimin yeni istikameti olan 70. yıllarda başarılı bir şekilde şiirlere geçti.
Şiirlerimizde umumi bir yükselme başladı ve bu süreçte bütün yaratıcı nesil buna iştirak etti. Yetenekli sanatçı, en karışık müzik topluluğunda da kendi sesinin seviyesini vitrin edebiliyordu. 70. Yıllar şiirinde de böyleydi. Umumi Ahenk, temel temadaki kuvvet ferdi yazarları öz içinde eritemiyordu.
Hayli ışıklı imzalar vardı ki, her yerden bakınca görünüyordu. Vaqif Cəbrayılzadə (Bayatlı Odər), Eldar Baxış, Ağacəfər Həsənli, Eldar Nəsibli (Sibirel), Dilsuz, Vaqif Bəhmənli de her yerden görünenlerden ve sevilenlerden idi. Fikrimce, bu neslin bahtı özünden bir nice büyük yazarlarla mukayesede daha çok getirmiştir. Çünkü hem kendilerini ifade imkânları ve azatlık ufukları ağır ağır genişlemekteydi. Diğer taraftan da Azerbaycan basını kapılarını onlara açmıştı. 70. Yılların sonunda Azerbaycan da gençlik yıllarımda seve seve okuduğum Vaqif Behmenli’ nin de silsile şiirleri çıkmıştı. Güçlü rezonans yaratan bu silsile hususen de:
“Ehey..
Kimin deliliyi tutmuş yine?
Kim yığmış eteğine
Şeytanın taşını,
Kim çıkarıp saklamış
Bu sekide maşını?
…
Mısralarıyla başlayan şiiri şuana kadar aklımdadır. Şairin genellikle geleneksel sıradan şiir formundan çıktığını ve daha spesifik olarak deneysel şiirler yazdığını görüyoruz.
Vaqif Behmenli’ nin yaratıcılığını her zaman dikkatle izlediğimi rahatça söyleyebilirim. Azerbaycan şiirinin ilk aşamalarını ortaya koyan seleflerini kabul etme kültürü, bence, en soylu niteliklerinden biridir.
“Vaqiflerle dünya dolu,
Herbirinin bir tür yolu.
Hepisinin ak sakalı
“Görmedim”i yazan Vaqif”.
Edebiyata yeni başladığı zamanlarda yazdığı şiirlerden birisiydi bu. Şiirdeki vurgu sadece Molla Pənah Vaqifin büyüklüğünün tastiki değildi. Aynı zamanda Vaqif Bəhmənli’ nin ulusal şiir ve klasik şiire yönelik tutumdaki rolünün nasıl olacağının göstergesiydi.
70. yıllarda edebiyatla ilgilenen yazarların birçoğunda hususen yolu köyden başlayanlarda, köyün şehre karşı yol alma eğilimi kendisini gösterdi. Vaqif Behmenli’ nin de köy-şehir mevzusunda hayli şiirleri vardı. “Məeyilimin bir gül kolpanıyam”, “Ürəyimi qorudum” adlı şiirleri bence bu silsilenin zirvesiydi.
“Ben bir gül kolpanı,
Gül topasıydım
Behmenlide,
Hasanqulu oğlu
Qebilin yurdunda –
Arzu biçiminde,
Dilek içinde.
Ben bir gül topasıyam
Ahmetli de,
Dördüncü katın
Balkonunda,
beşik içinde!..”
Anasının “oğul, qamətini niyə şax saxlamırsan?” sualine cevap olarak yazdığı “Ürəyimi qorudum” şiirinde diyor ki:
“Kirada yaşadığım evlerin
Darvazası balacaydı, eğildim!”
Şiirlerin tonlama ve ahenklerinde görülüyor ki, Vaqif Behmenli, bir türlü moda olan köy- şehir çatışması temasını şiirlerine koymadı.
Onun görüşüne göre, bu daha çok cemiyet ve sosyal dengesizlik şekli alırdı ki, mahiyetinde esas olarak umut verici insanların süt gölünde yüzmeyi vadeden kuruluşun kendisi hedefe çevriliyordu.
Vaqif Behmenli şiirleriyle gazetelerde ve basın dünyasında kendisini kanıtlamıştı. Geçen asrın sekseninci yıllarında Sovyet devrinde onun imzası Azerbaycan basınının en aydın imzalarından biriydi. “Kominist”, “Sovyet köyü” gibi nüfuslu gazetelerde yayınlanan mükemmel, tutumlu, aynı zamanda değerli ve ağır yazıları bu gün de yerini koruyor.
Edebiyatımızda ve basın yayınımızda öyle insanlar var ki uzaktan sözleri parıltılı gözüküyor. Onları yakından tanıdığında görüyorsun ki kişinin şahsiyeti yazdıklarını aşağıya çekiyor, söyledikleri de değerlerini yitiriyor gözden düşüyor. Oysa Vaqif Behmenli öyle kıymetli yazarlardandır ki onu şahsen tanıdıkça yazdıklarını daha çok sevmeye başlıyorsun. O, söz meydanına gelen için ışığıyla yol bulup yürünesi şahsiyettir. Ve her bir manada.
Matbuatta büyük nüfuz kazandığında oldukça gençti. Buna aldırmadı yazmaya yeni başlayan ilk kalem tecrübelerini yayınlatmak isteği ile yayıncıların kapısını çalan gençleri himaye ediyor, onların çabalarını destekliyor yazdıklarını büyük ışık olarak aktarıyordu. Böyle zamanların birinde benimde kapımı Vaqif Behmenli açtı. O vakitler ben oldukça genç olsam da, Vaqif muallim “Kommunist” gazetesinde neredeyse bir sayfa yer ayırmıştı. Bu gazetede tanınmış medeniyet adamlarıyla röportajları, ekonomi ve tarım üzerine makaleleri ile ilgili görüşleri yayınlanırdı. Nüfuzlu gazetede yeni yetişen bir gence enine boyuna meydan verilmesi o zamanlarda yapılan nadir bir durumdu ve beni bu meydanda Vaqif Behmenli himaye ediyordu.
Genellikle o Azerbaycan aydınının kadir kıymetini ve herkesin de yerini bilen biridir. Bazen görüyorsun ki değişik pozisyonlara sahip yazarlar, şüphesiz, diğer yetenekleri inkâr ederek görmezden geliyorlar. Vaqif Muallimin onlarla arasında ki farkı bağımsız olarak yetenekleri her zaman tanıyarak saygı duymasıdır. Ve asla yazarın kişiliğinden bahsetmez istidadına bakar. Çünkü kendisi yüce, necip, liyakatli söz adamıdır.
Vaqif Behmenli kamusal ve politik işlerde aktif bir memurdur. O, Gençlik ve Spor, Kültür ve Turizm Bakanlığında memur olarak çalıştığı zamanlarda da kendisinin özgür şairliğini ve orjinalliğini herzaman koruyabilmiştir. Kültür Bakanlığında çalıştığı zamanlarda Azerbaycan Türkiye arasındaki edebi alakalarını geliştirmek için bir hayli işler yapmıştır. Vaqif Behmenli kitap yayınları, kitap sergileri, edebi ve sanatsal etkinliklerde çok değerli bir rol oynadı.
Uzun yıllardır benim rehberlik ettiyim genç yazarların yetişmesinde müstesna rolü olan Genç Edipler okulu da 2008 yılında Vaqıf Behmenli’ nin teşebbüsü ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Azerbaycan Yazarlar Birliyinin ortak bir rojesi olarak kuruldu. Bu güne kadar Genç Edipler Okulunu bitiren yeni kalem sahiplerinin edebi muhitte kendi yollarını bulmasında Vaqif Behmenli’ nin de emeği vardır.
Vaqif Behmenli halihazırda Azerbaycan Milli Ansiklopedisi Başkan Vekilidir. Muhtelif konulu kitapların yayınında oldukça etkili faaliyet gösteriyor. Onun Azerbaycan hanendeleri edebiyat ve kültür figürleri ile ilgili kitapları özgünlüklerine göre seçilmiştir.
Vaqif Behmenli güzel yol arkadaşıdır. Biz onunla defalarca Türkiye’nin muhtelif şehirlerine gittik. Almas İldırım jubilesinde Elazığda, Eskişehir de yapılan kitap sergilerine iştirak etmiştik. Ankara’ya, İstanbul’a gitmişik. Yol yoldaşlığında da Vaqıf Behmenli’nin yeri doldurulamaz. Biz onunla İtaliya’da benim İtalyanca yayınlanan kitabımın taktimatına katılmıştık. O, bu yolculukla ilgili bir de şiir yazdı. Ayrıca, onunla biz Bişkek’de Çengiz Aytmatov ve Halk Yazarı Anar için yapılan programlarda, Kiyev’ de “Azərbaycan-Ukrayna ədəbi əlaqələri günləri”nde ve daha birçok seyehat ve toplantılarda beraber olmuştuk. Her seferimiz güzel hatıralarla aklımızda kaldı.
Vaqif Behmenli son yıllarda yorulmadan, büyük enerjiyle çalışan en üretken şairlerimizden birisidir. Neredeyse her yıl onun yeni şiir kitabı yayınlanıyor.
Azerbaycan insanının duyguları, düşünceleri Vaqıf Behmenli’ inin şiirsel bakışlarında gerçek ifdesini buluyor.
O, defalarca Türkiye matbuatında yayınlansa, Türkiye’ de tanınsa da biz onun burada kitabının yayınlanmadığına teessüf ediyorduk. Ben bu teessüfümü AVRASYA Yazarlar Birliyinin başkanı aziz dostum Yakup Ömeroğlu’na da bildirmiştim. Yakup Ömeroğlu bu yakın zamanda bize bir sürpriz olarak Vaqif Behmenli’ ninin kitabını Türkiye türkçesine aktararak yayınlayacağını bildirdi. Sizin elinizde tutduğunuz bu kitab Yakup Beyin hem Vaqif Behmenli’ ye, bana, hem de Azerbycan şiirine sevgisinin bahşişidir. Her zamanki gibi yinede Azerbaycan şiirine, edebiyatına karşı hassaslığına, dikkatine, sevgisine ve Azerbaycan edebiyatının tebliğindeki faaliyetine göre aziz dostum Yakup Ömeroğlu’ na sonsuz teşekkürümü sunuyorum
Vaqif Behmenli’ nin Türkiye’ de gün yüzüne çıkan ilk kitabı münasebetiyle tebrik ediyor, ona daha büyük yaratıcılık ve uğurlar diliyorum. İnanıyorum ki Türkiyeli okuyucular da Vaqıf Behmenli şiirlerini sevecekler.
Çevirmenden
(SENİ YENİ BİLDİM)
Ülkü TAŞLIOVA
MASALLAR ÖLDÜRDÜ BİZİ
…
Kulak sağır, gözler kör, kol çatlak çatlak
Dünyanın kökünü kurutur yalan
Kapın çarpılaydı kırkıncı oda
Beyaz atın öleydi, beyaz atlı oğlan
Umudun öldürdü bizi
Koymadı yarınlara gün ağlamaya
Vaqif Behmenli’ yi ilk bu şiiriyle tanıdım. Ve bu şiirde ki derinliği, manayı fikri düşündükçe mest oldum. AVRASYA Yazarlar Birliği Başkanı Değerli hocam Yakup Ömeroğlu her biri üçyüz sayfanın üzerinde olan üç ciltlik kitabı bana uzatırken önce ürktüm. Bin küsur sayfa ve onca şiir. Tek tek incelenecek, seçme yapılacak ve Türkiye Türkçesine aktarılacak. Hayli emek, çaba ve zaman istiyordu. Birkaç gün kapağına bakmakla yetindim. Çalışma masamın üstünde yan yana kalın üç şiir kitabı bana bakıyordu. Üstelik Kapakta şairin resmi vardı. “Hadi cesaretin varsa başla.” diyordu sanki.
Ve bir yağmurlu Ankara baharında gece yarısı çevirdim birinci cildin ilk sayfasını. Sokak simitçisinin sesiyle başımı kaldırdığımda çoktan sabah olmuş insanlar kaldırımlarda koşuşturuyordu. Ben ise geceden sabaha Vaqif Behmenli şiirleri arasında kaybolmuştum. Öyle bir kayıp ki hem kendimi bulmuş hem kendime gelmiştim. Hiçbir seçki, hiçbir işaret koymadan onca şiiri hatmedercesine okumuş anlamıştım.
Temalardaki farklı özelliklere hayran olmamam mümkün olmadı. Hecelerdeki uyum, işleyişteki akıcılık, kelimelerdeki zenginlik müthiş denecek kadar güzel, özel ve farkıydı. İnsanın kibarı, akıllısı, güzeli olurda şiirin olmaz mı? Behmenli’ nin şiirleri tamda böyleydi. Kibar, akıllı ve güzel…
BAĞIŞLA
Gözlerimi gözlerine zilledim
Üreyine kök atmadı baxışlar
Bir iş idi olan oldu bilmedim,
Kerem ele günahımı bağışla.
Üçüncü cildin sonlarında karşılaştığım bu efsunlu dörtlüğü okuduğumda büyülendim. Bir anlık bakışın bu kadar güzel aktarıldığına başka hiçbir yerde şahit olmamıştım.
Her bir şiirin her bir satırına onlarca söz söyleyebileceğim bu güzel şiirleri okuyup tanıdığım için, hayatıma, düşünce dünyama katığı fikirler ve duygular için müteşekkirim.
Azerbaycan edebiyatının ve sanatının farkında olan biri olarak Vagif Behmenli şiirlerine Azerbaycan da söylenen güzel bir sözle mukabele etmek istiyorum “Aşk olsun Vaqif Muallim. Yolun uğurlu olsun. Çok sağ olun.”
Bepul matn qismi tugad.