Kitobni o'qish: «Hayat Veren Kılıç»
Yagyu Munenori Japon kılıç savaşçısıdır. Babası Yagyu “Sekishusai” Muneyoshi’den Yagyu Shinkage-ryu denilen kılıç dövüşü okulu liderliğini devraldı. Stili, Tokugawa Şogunluğu tarafından gözetilen iki resmi kılıç stilinden biriydi. Tokugawa’ya hizmet eden lordlardan biri (feodal daimyo) oldu. Tajima no Kami unvanını aldı.
Ayakkabı Sunan Koprü1
Shinkage Ryu Dövüş Sanatları Kitabı
Üç Öğrenim 2
• Duruş
• Eller ve Ayaklar
• Kılıç
Çalışmalarınıza bu üç kategoriyle başlamalı ve böylece öğrenmenin ilk kapısına ulaşmalısınız.
Üç Öğrenimle bağlantılı olan Beş Uygulama daha vardır.3
• Vücudunuzu, rakibinizin sadece bir tarafınızı görebileceği şekilde tutmalısınız.
• Omzunuz, rakibinizin yumruklarıyla aynı hizada olmalıdır.
• Kendi yumruklarınızla kendinize bir kalkan oluşturmalısınız.
• Sol kolunuzu uzatmalısınız.
• Ön diziniz vücudunuzun ağırlığını taşımalı ve arka diziniz uzatılmalıdır.
Üç Öğrenimin en başında duruş gelir.
İlki, kılıçla olan duruştur ve buna Çark denir. Silahınızı dairesel bir şekilde hareket ettirdiğiniz için böyle adlandırılmıştır. Bir yan duruş düşünün. Rakibinizin sol omzunuzu kesmesine izin vererek ve kılıcınızı onun kesme hareketine göre döndürerek onu yenebilirsiniz. Duruşunuzu alçak tutmalısınız. Her zaman, duruşunuzun sizi rakibiniz tarafından kesilmekten alıkoyduğundan emin olmalısınız. Kalelerin inşası da hendeklerin kazılması da rakiplerin yaklaşmasını önlemek amacıyla yapılır. Yani bu, rakibinizi öldürme meselesi değildir. Acele etmeyin. Aksine, doğru bir duruş sergilemeli ve rakibinizin sizi kesmesine izin vermemelisiniz.
Öncelikler arasında, duruş ilk sıradadır.
• Bir Kesik, İki Yarım4
• Çivi Kesmek, Çelik Dilimlemek
• Yarı Açık, Yarı Karşıt
• Daireler Çizmek, Sola Dönmek
• Kısa ve Uzun, Bir ve Aynı
Yukarıdaki tekniklerin her birinin öğrenimi sözlü aktarım yoluyla sağlanır, sadece yazılı kelimelerle ifade etmek zordur.5
Dokuz Madde 6
• Mutlak Zafer
• Yan Rüzgâr
• Çapraz Şekilli Kılıçlar
• Uzlaşma
• Kestirme
• Sıkı Tutma
• Dizginsiz Tutma
• Sekiz Katmanlı Çit
• Yükselen Bulutlar
Yukarıdakiler, öğretmenler tarafından öğrenciye alıştırma yaparken öğretilir. Kâğıt üzerinde ifade edilmeleri zordur.
Tengu’nun Seçimi: Sekiz Kılıç Tekniği 7
• Çiçek Çarkı
• Açık Gövde
• Uygun Bekleyiş
• Öncülük
• Baş Kaldıran Kılıçlar
• Önsöz
• İhlal
• Mesaj
Buna ek olarak, Altı Teknik vardır. 8
Tüm bu teknikleri iyi öğrenerek ve kendinize ait hale getirerek başka teknikler geliştirmelisiniz. Üç Öğrenim, Dokuz Madde ve benzerlerini temel bilgiler olarak adlandırırız. Bu Yolu gerçekten benimsediğiniz takdirde, çeşitli kılıç tekniklerinden bahsetmezsiniz.
Bu deyişin anlamı, perdeler arasında çeşitli taktikler izleyerek rakibinizi o henüz bin mil uzaktayken yenmenizdir. Bu nedenle, bu deyişin dövüş sanatları açısından uygulanmasının önemli bir anlamı vardır: Perdelerin içindekini zihniniz olarak algılamak.
“Perdeler arasında taktik geliştirmek” dikkatsizliğin olmadığı bir zihne sahip olmak, rakiplerinizin hareket ve eylemlerini izlemek, çeşitli taktikler geliştirmek12 ve başlangıç için rakibinizi takip etmektir. “Zafer bin mil ötede belirlenir,” sözünü başlangıç için rakibinizi takip etmek ve onu kılıçla yenmek olarak algılamalısınız.
Büyük bir orduya liderlik edip muharebede galip gelmek, kılıçla dövüş sanatı yapmaktan farklı olmamalıdır. Bir müsabakada karşılıklı kılıçlarla birini keserek nasıl kazanılacağı anlayışıyla büyük orduların savaşında, büyük ordularla yapılan savaşları kavrayarak da kılıcınızla birlikte dövüş sanatlarında galip gelmelisiniz.
Kılıçtaki zafer ve yenilgi zihindedir. Elleriniz ve ayaklarınız da zihniniz tarafından hareket ettirilir.
Jo (giriş), ha (ihlal), kyu (son verme)13 ile ilgili olarak üç ve dokuzun birleşimleri söz konusudur ve dolayısıyla yirmi yedi kesme tekniği vardır:
Jo: Jodan (3) Chudan (3) Gedan14 (3)
Ha: Jodan (3) Chudan (3) Gedan (3) Tobo Kiriai Sekko
Kyu: Jodan (3) Chudan (3) Gedan (3)
Üçü de tek vuruşla yapılır.15
Bu bölüm öğretmen ve öğrenci tarafından alıştırma yapılarak öğretilmeli ve öğrenilmelidir, sadece yazılı olarak detaylandırmak yeterli değildir. Yukarıda listelenenler hakkında kapsamlı bir çalışma yapmış olanlar için bu bölümü kopyalayıp onlara gösterin. Bu, onların bu okulun öğrencileri olduğunun bir kanıtı olacaktır.
Bunları torunlarım için yazıyorum.
Kamiizumi Musashi no kami Fujiwara Hidetsuna
Rahmetli babam, Yagyu Tajima no kami Taira Muneyoshi
Oğlu, Yagyu Tajima no kami Taira Munenori
Bu bölüme Ayakkabı Sunan Köprü adını verdim çünkü Chang Liang uzun zaman önce Shinkung’a ayakkabı sunmuştu.16 Dövüş Sanatları Yolu, Chang Liang’a miras kaldıktan sonra Kao-tsu, Chang Liang’ın taktikleriyle17 imparatorluğun kontrolünü ele geçirdi ve Han Hanedanı dört yüzyıl boyunca ayakta kaldı. Böylelikle bu hikâyenin özünü kavradım ve bu bölüme Ayakkabı Sunan Köprü adını verdim.
Bu bölümü bir köprü haline getirip onunla Dövüş Sanatları Yoluna geçmelisiniz.
Ölümcül Kılıç
Shinkage Ryu Dövüş Sanatları Kitabı
Eski zamanlarda şöyle denirdi:
Silahlar uğursuzdur. Göklerin Yolu onlara karşıdır, tek karşı olmadığı durum onları doğru kullanmaktır. 18
Bunun neden böyle olduğunu soracak olursanız, ok ve yayların, kılıçların ve teberlerin silah olarak adlandırıldığı ve bunların kötü talihi ve uğursuzluğu işaret ettiği söylenir. Bunun nedeni, Göklerin Yolunun hayat veren bir yol19 olması, silahların da tam aksine öldürücü olmasıdır. Bu nedenle onlar, Göklerin Yoluna aykırı oldukları için uğursuz sayılırlar.
Yine de önüne geçilemeyen durumlarda silah kullanmanın ve insanları öldürmenin de Göklerin Yolu olduğu söylenir. Bunun ne demek olduğunu soracak olursanız şöyle ifade edebiliriz: Bahar meltemleri estiğinde çiçekler açar, yeşillikler onlara eşlik eder; sonbahar donları geldiğinde yapraklar düşer ve ağaçlar kurur. Bu, Göklerin Yolunun hükmüdür.
Taşmak üzere olan bir şeyi yok etmek için bir sebep vardır. Bir insan kendi şansını kullanarak kötülük yapabilir ama o kötülük dolup taştığında onu yere serersiniz. Dolayısıyla silah kullanmanın da Göklerin Yolu olduğu belirtilir. Bir insanın kötülüğünden on bin kişinin acı çektiği zamanlar vardır, bu nedenle bu adamın kötülüğüne son vermekle on bin kişiye hayat vermiş olursunuz. Böylelikle, bir insanı öldüren kılıç, başkalarına hayat veren kılıç olacaktır.
Bu silahları kullanmak bir sanatla20 ilgilidir. Bu sanattan bihaberseniz, öldürmeye çalıştığınız kişi tarafından öldürülebilirsiniz.
Bunu dikkatlice düşünün. Dövüş sanatları dediğimiz şeyde, ikiniz de kılıç kullanarak karşı karşıya duruyorsunuz. Bu dövüş sanatında sadece bir kişi kazanır, diğeri ise kaybeder. Bu çok zayıf bir dövüş sanatıdır.21 Bir zafer ve yenilgi söz konusu olsa da, kazanç ve kayıp fazla olmayacaktır. Bir kişi kazandığında imparatorluğun kazandığı ve bir kişi kaybettiğinde imparatorluğun kaybettiği bir dövüş sanatı, büyük bir sanattır. Bu durumda “bir kişi” lider, “imparatorluk” ise silahlı kuvvetlerdir. Silahlı kuvvetler, liderin elleri ve ayaklarıdır. Kuvvetlerin iyi çalışmasını sağlamak, liderin ellerinin ve ayaklarının iyi çalışmasını sağlamaktır. Silahlı kuvvetler iyi çalışmadığında, liderin elleri ve ayakları iyi çalışmaz.
İki karşıt kılıcın olduğu bir mücadelede zafer, İlke ve İşlevi22 kendiliğinden uyumlu hale getiren, elleri ve ayakları iyi çalışan insana gelir. Aynı şekilde denilebilir ki, büyük liderin dövüş sanatı, çeşitli güçleri iyi kullanarak ve ustaca taktikler tasarlayarak bir savaşı kazanmaktır.
İki ordu karşı karşıya geldiğinde, savaş alanında zafer veya yenilgi belirleneceği zaman bir lider, zihninin bir köşesinde bu iki orduya kafa tutar ve ordusunu savaşa nasıl sokacağını gözlemler. Bu, zihinde yapılan bir dövüş sanatıdır.
Ülkeyi barış içinde yönetirken kaotik zamanlara dikkat etmek bir dövüş sanatıdır; ayrıca bir ülkenin iç işleyişini gözlemlemek, kaosa neyin sebep olduğunu bilmek ve kaos başlamadan önce hükmedebilmek dövüş sanatıdır.
Bir ülkeyi yönetirken zihninizi en uzak eyaletin en uç köşelerinde tutabilmek ve onları korumak için farklı görevliler atamak da bir dövüş sanatıdır.
Bu tür görevlilerin – en üstten en alta – kendi bencil gündemleri olabilir ve onların altında bulunanların acıları gerçekten de bir ülkenin yıkımının başlangıcı olabilir.
Bu nedenle, ülkenin iç işleyişini gözlemlemeniz ve çeşitli kişisel durumlara sahip görevlilerin elinde yıkılmasını önlemeniz gerekir. Bu, rakibinizin hareketlerini gözlemleyerek niyetini anladığınız bir dövüş sanatına benzer.23
Durumu büyük bir dikkatle gözlemlemelisiniz! Bu, dövüş sanatlarının Büyük İlkesidir.
Yine, bir efendiye, üstleriyle karşı karşıya kaldıklarında Yoldaki insanların kılığına girecek yağcılar eşlik edebilir ama astlarına gelince, öfkeli bakışlar atarlar. Böyle insanların gözüne girmek için çaba gösterilmezse, iyi işler kötü olarak görülür, suçsuzlar acı çeker ve suçlular yüceltilir. Bu ilkeye uymak, kılıcının hareketlerine göre rakibinizin niyetini anlamaktan daha önemlidir.
Eyalet, efendinin eyaletidir ve halk da efendinin halkıdır. Yönetici olarak görev yapan efendiye yakın olanlar, ona uzaktan hizmet edenler gibi onun çalışanlarıdır. Yakınlık derecesinin ne önemi vardır? Hükümdar için el ve ayak gibilerdir. Ayaklar, ellerden daha uzakta olduğu için mi farklıdır? Her ikisi de aynı derecede ilgiliyse, biri nasıl daha yakın diğeri ise daha uzak olabilir?
Yine de, efendiye yakın bir insan uzakta olanları yağmalıyor ve masumlara acı çektiriyorsa kusursuz bir efendiye bile kızmazlar mı? Efendiye yakın olanlar azdır, beş ya da ondan fazla değildir ama uzaktakiler çoktur. Bazı zamanlar birçok kişi efendiye kızıp ona olan sevgisine son verebilir ve efendiye yakın olan birkaç kişi en başından beri kendi çıkarlarını düşünmüş olabilir. Gerçek bir hizmet düşüncesi olmayan bu birkaç kişi, halkı efendisine karşı kışkırtacak şekilde yönlendirebilir ve böyle zamanlarda efendiden uzaklaşmak için savaşanlar da ilk onlar olacaktır.
Bu ilkeye uymak en iyisidir, böylece uzaktakiler de efendilerinin nimetlerinin ötesinde ve dezavantajlı olmazlar. Bu ilkeyi iyi gözlemlerseniz bu sizin dövüş sanatınız olacaktır.
Baştan sona kadar hiçbir ilişkide çatışma yaşamamak, bir ilişkinin ilkelerini görebilme meselesidir ve bu da zihnin dövüş sanatıdır. Belirli bir ortamda insanlarla ilişki kurma ilkelerini araştıran zihin de dövüş sanatlarıyla ilgilidir. Bu ilkelere uymazsanız, bir toplulukta kabalık edip sebepsiz yere kendinizi utandırabilirsiniz. Ya da birlikte olduğunuz kişilerin hassasiyetlerine bakmadan gevezelik ederek bir tartışmaya neden olabilir ve hatta kendinizi rezil edebilirsiniz. Bunların hepsi, ilkeleri anlamak veya anlamamak meselesidir.
Oturma odanızdaki eşyaları düzenlemek, her yer için doğru eşyayı kullanma durumudur ve bu da o yerlerin ilkelerini anlamaktır. Bu, dövüş sanatlarının özünden farklı değildir. Gerçekten de meydan değişebilir ancak ilke aynıdır. Böylelikle bu ilkeleri ulusal ilişkilerde bile uygulayarak hataların önüne geçebilirsiniz.
Dövüş sanatlarının yalnızca bir insanı yerle bir etmekle ilgili olduğunu düşünmek asıl noktayı kaçırmanıza sebep olur. Dövüş sanatları insanları değil, kötülüğü yok etmektir. Bir insanın kötülüğüne son verip on bin kişiye hayat verme taktiğidir.
Bu üç bölümde yazılanlar bu okuldan ayrı tutulmamalıdır ancak bu, Yolu bir sır haline getirmek değildir. Bunu gizli tutmak, bilinir kılmak içindir.24 Bilinir kılmamak, yazmamakla aynı şey olurdu. Siz, torunlarım, bunu iyi düşünün.
Büyük Öğrenme25 yeni başlayan öğrenciler için bir kapıdır. Çoğu zaman, bir eve gittiğinizde öncelikle kapıdan girersiniz. Kapı, eve vardığınızın bir işaretidir. Bu kapıdan geçerek eve girer ve ustayla tanışırsınız. Öyle ki Öğrenme, Yola yaklaşan kapıdır. Bu kapıdan geçerek Yola ulaşırsınız. Ancak, Öğrenme kapıdır, ev değil. Kapıya bakıp “Ev bu,” diye düşünmeyin. Ev içeridedir ve ona yalnızca kapıdan geçilerek ulaşılır.
Yazılı eserleri okuyup “Yol budur,” diye düşünmeyin. Yazılı eserler, Yola açılan bir kapı gibidir. İşte bu yüzden, ne kadar öğrendiklerine ve ne kadar Çince kadar bildiklerine bakılmaksızın Yol konusunda cahil kalanlar vardır. Sayfalara bakıp kadimleri açıklar gibi ustaca okusalar da hakikatten habersizlerdir ve bu nedenle kendi kendilerine Yolu bulamazlar. Ayrıca, çalışmadan Yola yaklaşmak oldukça zordur. Yine de bir insanın sadece okuduğu ve iyi konuştuğu için Yolu bildiği de söylenemez. Yol ile uyum içinde olup hiç çalışmamış insanlar da vardır.
Büyük Öğrenme şöyle söyler: “Bilginizi her yere genişletin.”26 “Genişletmek” kapsamlı bir şekilde yapmak anlamına gelir. Bilginizi kapsamlı bir şekilde genişletmek, insanları dünyada oldukları gibi tanımak ve mevcut her şeyin ilkesini kapsamlı bir şekilde bilmek anlamına gelir. O halde, “bilginizi genişletmek” bilinmeyen hiçbir şeye sahip olmamak demektir. “Her şey”, “her şeyi ve her olayı tüketmek” olarak da belirtilebilir. Her şeyin ilkesini tam olarak bilirseniz, bilinmeyen ve yapılmayan hiçbir şey kalmaz.
Bilgi konusunda altına bakılmadık taş bırakmazsanız, her şey için aynısını yaparsınız. Ancak, ilkeleri bilmediğiniz takdirde eylemlerinizden de hiçbir şey çıkmaz.
Her şeyi bilmiyorsanız, şüphe içindesinizdir ve bir şeyden şüphe ettiğinizde o şey aklınızdan çıkmaz. İlkesini net bir şekilde anladığınız bir meselenin sonunda ise aklınızda hiçbir şey kalmayacaktır. Buna ilmi ve dünyadaki diğer şeyleri tüketmek denir.
Zihninizde hiçbir şey kalmadığında, her şeyi yapmak kolaylaşır. Tüm Yolları çalışmak, zihni temizlemek için yapılır. Çünkü insan başlangıçta hiçbir şey bilmez, zihninde hiçbir şey yoktur.27
Çalışmaya başladığınızda zihninizde bir şey olur, o şey tarafından engellenirsiniz ve herhangi bir şeyi yapmak zorlaşır. Öğrendiklerinizi zihninizden silebilirseniz, onlar da bir hiç haline gelecektir ve çeşitli Yolların tekniklerini uyguladığınızda öğrendikleriniz ne olursa olsun teknikler, öğrendiklerinize aykırı olmadan kolay gelecektir. Bir eylemi gerçekleştirdiğinizde, farkına bile varmadan öğrendiklerinizle uyum içinde olursunuz.
Bunun dövüş sanatlarının Yolu olduğunu anlamalısınız. “Bilgiyi genişletmenin” özü, kılıçla yüz yöntemi etraflıca öğrenme, duruşlara, gözü kullanma yöntemlerine ve diğer tekniklere tam anlamıyla hâkim olma disiplinidir.
Çeşitli pratikler yaptığınızda ve bu pratiklerin hiçbiri zihninizde kalmadığında, zihnin bu eksikliğinin kendisi “her şeyin” özüdür. Çeşitli uygulama ve pratikleri etraflıca öğrenip disiplinli bir eğitim için çaba gösterdiğinizde kollarınızda, bacaklarınızda ve vücudunuzda hareket olacak ama zihninizde olmayacak. Kendinizi eğitimden uzaklaştırmış olmanıza rağmen ona karşı gelmeyeceksiniz ve yaptığınız teknikler ne olursa olsun özgür kalacaksınız. Zihninizin nerede olduğunu ne siz ne de kötüler bilecek. Bu konuma ulaşmak için çalışılır. Başarılı bir eğitimle kademe atlanır. Bu tüm Yolların izlediği gizli bir ilkedir.
Pratik yapmayı unutup zihninizden atarak kendinizden daha habersiz olursunuz. Bu şekilde varacağınız yer, Yolun bitişidir. Eğitim yoluyla bu seviyeye ve onun yokluğuna ulaşırsınız.
Chi ve İrade
Bir konuyla kendi içinde ilgilenip dikkatle ele alan zihne irade denir. İrade içseldir ancak dışsal olarak tezahür ettiğinde buna chi adı verilir.28 İradenin efendi, chi’nin ise hizmetkâr olduğu söylenebilir. İrade içseldir ve chi’den faydalanır. Chi sınırlarını aşarsa tökezler. Chi irade tarafından dizginlenir ve aceleye getirilmemelidir.
Dövüş sanatları açısından, zihnin belden aşağıya konsantre olmasına irade, bir mücadele devam ederken darbelerin yapılıp alınmasına da chi diyoruz. Zihin tamamen belin altına konsantre olmalıdır ve chi çok hızlı hareket ettirilmemelidir. Sakin kalmak esastır, böylece chi irade tarafından gizlenir ve irade chi tarafından sürüklenmez.
Aldatma, Dövüş Sanatlarının Temelidir29
Aldatma, stratejidir. Yalanla gerçek elde edilir.30 Aldatma öyle bir şeydir ki rakibiniz bunu bilse bile tuzağa düşmekten başka elinden hiçbir şey gelmez. Aldatarak rakibinizi tuzağa düşürdüğünüzde onu yenmiş olursunuz. Rakibinizin henüz tuzağa düşmediğini görürseniz tekrar uygularsınız ve böylece en başta olmasa bile sonunda tuzağa düşecektir.
Budizmde buna “yerinde yöntem” denir.31 Gerçek, içeride gizlidir; dışarıda bir oyun oynanır ve kişi sonunda Hakikat Yoluna doğru çekilir. Böylece tüm aldatma bir gerçeğe dönüşür. Şinto dininde buna “gizem” denir. Gizemle insanların inancı uyanır ve inanç olduğu zaman ilahi bir lütuf olacaktır.
Savaşçı klanlarda buna askeri strateji denir. Strateji bir aldatma olsa da zaferi başkalarını incitmeden elde etmek aldatma yoluyla olur. İşte bu şekilde aldatma gerçeğe dönüşür. Buna “aksini uygulayarak işleri düzene sokmak” denir.
Zen’de şöyle bir söz vardır: “Çimleri döv, yılanı korkut.” Tıpkı içindeki yılanı korkutmak için çimleri dövdüğünüz gibi rakibinizi şaşırtıp zihnini karıştırmak için kullanacağınız bir teknik vardır. Aldatma, rakibiniz tarafından beklenmedik bir şey yapmak ve onu şaşırtmaktır. Bu, dövüş sanatıdır.
Bir kez şaşırdığında rakibinizin zihni alıkonulacak ve yeteneği geri alınacaktır. Yelpazenizi veya elinizi kaldırmak da onun zihnini alıkoyacaktır. Taşıdığınız kılıcı bir kenara atmak da bir dövüş sanatıdır. Eğer Kılıçsızlık becerisini kazandıysanız,32 kılıç sizin için ne olacaktır? Başka bir insanın kılıcı sizin kılıcınız olacaktır. Bu, “Fırsatı Yakalama”nın işlevidir.33
Fırsatı Yakalama’nın (kizen) özü her zaman, rakibinizden gelen hareket gücünü kavramakta yatar. Ki karakteri, kişinin zihninde yoğunlaşan chi’yi ifade eder. Ki, chi’dir. Rakibinizin chi’sini gözlemlemek ve chi işlevini yerine getirmeden rakibinizi karşılamak için hareket etmek, Fırsatı Yakalamak’tır. Bu eylem, “Zen’in harekete geçirici gücü” ifadesinden de anlaşılacağı gibi Zen’de de vardır.34
Ki, içinde gizlenip tezahür etmemiş chi’dir. Kontrol edici bir güç olarak bir kapının açılıp kapanmasını sağlayan gizli bir cihaza benzetilebilir. Bu neredeyse görülmeyen35 ve içeride saklı kalıp tezahür etmemiş chi’yi zekice gözlemleyip hareket etmek, dövüş sanatlarında Fırsatı Yakalamak olarak bilinir.
Ken (Saldıran) ve Tai (Direnen) Kelimeleri Üzerine
Saldırmak, güçlüce saldırmak demektir: Rakibinizle karşılaşır karşılaşmaz tüm konsantrasyonunuzla ilk darbeyi36 kılıcınızla gerçekleştirin. Bu tutum rakibinizin zihninde de kendi zihninizde de aynıdır.
Direnmek, rakibinizin ilk hamleyi yapmasını bekleyip ani bir saldırı yapmamaktır. Direnmenin, aşırı dikkatli olmak anlamına geldiğini kavramalısınız.
Saldırmak ve Direnmek: Bu ikisi, hamle yapmak ve beklemek anlamına gelir.
Saldırmak ve Direnmek, hem vücutta hem de kılıçta bulunur.
Vücudunuzla ona yaklaşıp kılıcınızı saklayarak saldırın. Bu şekilde, vücudunuz ve uzuvlarınızla onu ilk hamleyi yapması için ikna eder ve yenersiniz. Bunu yaparken kılıcınız Direnirken vücudunuz ve uzuvlarınız Saldırır. Vücudu ve uzuvları Saldırıya sokmak, rakibinizin ilk hamleyi yapmasını sağlamak için yapılır.
Saldırmak ve Direnmek Hem Bedende Hem de Zihinde Bulunur
Zihni Direnme, bedeni ise Saldırı konumunda tutmalısınız. Bunun nedeni eğer zihin Saldırı durumundaysa, etki olumsuz oluncaya kadar aşırıya kaçacaktır. Zihninizi dizginleyin ve onu Direnerek kullanın, vücudunuzla saldırıp ilk adımı atmasını sağlayarak onu yenin. Eğer zihniniz Saldırı yaklaşımını benimserse önce rakibinizi yaralamanız gerektiğini hissedecek ve yenileceksiniz.
Diğer yandan, zihnin Saldırı, bedenin Direnme durumunda olduğuna dair bir anlayış da vardır. Bunun özü, zihninizi ihmal etmeden çalıştırmaktır. Zihninizi Saldırıda, bedeninizi ise Direnmede tutarak rakibinizin ilk adımı atmasını sağlarsınız. Bu durumda, “bedenin” kılıcı tutan elden başka bir şey olmadığını anlamalısınız. Böylece zihnin Saldırıda ve bedenin de Direnmede olduğunu söyleriz.
Bu konu hakkında iki tanım mevcut olsa da ikisi de aynı anlama gelir. Her iki durumda da rakibinize ilk hamleyi yaptırarak zaferi elde edebilirsiniz.
Saldırıya Geçildiğinde Bir Rakibe Nasıl Yaklaşılacağına Dair Dersler
Bütün bu maddeler bakışları gözlemlemenin ve düzeltmenin yollarıdır. Detaylar sözlü olarak aktarılır.
Bu iki madde kılıç ve vücut duruşuyla ilgilidir.
• Yumruklardan bir kalkan oluşturmak
• Vücudu yan konumlamak
• Omzunuzu rakibinizin yumruklarıyla aynı hizada tutmak
• Arka bacağı açık tutmak
• Duruşunuzu rakibinizle aynı şekilde tutmak
Bu beş madde hem beden hem de kılıçla ilgilidir. Her biri mücadele içindeyken öğrenilmelidir. Sözle ifade edilmeleri zordur.
Öyleyse, bu beş maddenin her biri için mantık, zihninizi tamamen belinizin altına yoğunlaştırmak, tamamen dikkatli olmak ve rakibinizle mücadeleye girmeden önce aklınızda hiçbir şeyi ihmal etmemektir. Mücadele ederken zihniniz yalpalamamalıdır. Bu tür şeyler çok önemlidir.
Belinizin altına yoğunlaşma konusunda dikkat eksikliği yaşarken savaşmak zorunda kalırsanız ne öğrendiğiniz teknikler ne de başka bir şey yardımınıza koşar.
Direnen Bir Rakibe Nasıl Yaklaşılacağına Dair Dersler
• İki Yıldız
• Tepeler ve Vadiler
• Uzak Dağlar
Rakibiniz sert bir Direnme tutumu sergilerse gözleri sabitlemek için bu üç hedeften vazgeçilmemelidir. Basitçe söylemek gerekirse, gözleri sabitlemeye yönelik bu hedefler hem Saldırı hem de Direnme için kullanılan önemli şeylerdir. Zirvelerin taarruz amaçlı, Uzak Dağların karşılıklı taarruz ve yakın dövüşler için olduğunu unutmamalısınız. Genellikle gözlerinizi daima İki Yıldız’a sabitlemelisiniz.
Üç Niyet
Üç niyet, üç gözlemden başka bir şey değildir. Vurma, çekme ve bekleme hamlelerinden oluşurlar.42 Rakibinizin ne yapacağını kestirmek zor olduğunda, bunları kullanarak onun niyetini anlayabilirsiniz. Rakibinizin zihnini seslendirmek için kullanırlar. Kararlı bir şekilde “Direnme” tutumunu benimsemiş bir rakibe bu üçünü veya bunlara benzer provakasyonlar uygulayıp hilenizi gerçekleştirin, rakibinizin kendi tekniğini uygulamasını sağlayın ve onu yenin.
Bir Değişime Uyum Sağlayın, Bir Değişimi Takip Edin 43
Bu meselenin özü şudur: Eğer rakibiniz Direnen bir tutum takınmışsa ve siz onu birtakım değişikliklerle kışkırtmışsanız o zaman rakibiniz değişim gösterecektir.44 Bu değişiminin ardından onu yeneceksiniz.
İki Gözü Manipüle Etme 45
Direnme tutumu takınmış bir rakibe çeşitli hileler yapmalısınız. Rakibinizin ne yaptığını izlerken onu izliyormuş gibi görünmemeli, izliyormuş gibi göründüğünüz zaman bakmamalısınız. Hiçbir zaman ihmalkâr davranmayın, gözünüzü bir yere dikmeden sabit ve hızlı bir şekilde hareket edin.
Bir Çin şiirinde şöyle söylenir:
Yusufçuk sadece örtülü bir bakışla 46 örümcek kuşundan kaçar.
“Örtülü bakış”, gizli bakış anlamına gelir. Yusufçuk yakalanmamak için gizlice örümcek kuşuna bakar ve uçar. İhmal etmeden sürekli olarak rakibinizin hareketlerini izlemelisiniz.
Vurmasına İzin Vererek Rakibini Yenen Zihin
Bir insanı tek bir darbeyle kesmek kolaydır, kesilmekten kaçınmak ise zordur. Biri size vurmak ister ve bunu yapmak için ilerlerse onu belirli mesafede tutun, her şeyden önce sakin olun ve ilerleyip vurmasına izin verin. Böylece rakibiniz vurma niyetinde olup bu yönde hareketler sergilese de siz belirli bir mesafede kalırsanız temas kurmayacaktır. Temas etmeyen bir kılıç ölü bir kılıçtır. Daha sonra ölü kılıcın üzerinden geçin, vurun ve onu yenin.
Rakibiniz ilk vuruşu ıskalar, siz de bunun karşılığında onu kılıcınızın ilk vuruşuyla ele geçirirsiniz.
İlk darbenizi vurduktan sonra ellerini tekrar kaldırmasını engellediğinizden emin olun. Vurduktan sonra ne yapacağınız konusunda tereddüt ederseniz, rakibiniz size mutlaka bir darbe daha vuracaktır. Bu noktada ihmal, yenilgiyle eşit demektir. Rakibiniz tarafından darbe alacaksınız ve ilk vuruşunuz boşa gidecektir. Bunun nedeni, darbeyi indirdiğiniz noktada zihninizin durmasıdır. Rakibine vurup vurmadığını düşünerek zihninizin dinlenmesine izin vermeyin. Ona başını bile kaldırmasına izin vermeden ikinci, üçüncü, dördüncü ve hatta beşinci kez vurmalısınız.
Zafer, kılıcınızın ilk darbesiyle belirlenecektir.
Üç Ritim 47
Birinci ritim, sizin ve rakibinizin aynı anda vuruş yaptığı, ikincisi rakibinizin kılıcını kaldırdığı ve sizin alttan vurduğunuz, üçüncüsü ise onun kılıcını indirdiği ve sizin de üzerinden geçip vurduğunuz zamandır.
Aynı anda vurma ritmi istenmeyen bir şey olarak kabul edilirken48 ayrı ayrı vurma ritminin iyi olduğu düşünülmektedir. Vuruşlar eşzamanlı ise rakibiniz kılıcını iyi kullanabilecek, eğer aynı anda gerçekleştirilmezlerse kılıcını kötü kullanacaktır. Rakibinize kılıcını kullanması zor olacak şekilde vurmalısınız. İster aşağıdan ister yukarıdan saldırın, darbeyi Vuruşsuz49 gerçekleştirmelisiniz.
Genel olarak konuşmak gerekirse, bir ritmi sürdürmek istenmez.
Geniş 50 Ritim, Kısa 51 Ritim; Kısa Ritim, Geniş Ritim
Rakibiniz kılıcını savurup geniş bir ritim oluşturuyorsa siz de kılıcınızı kısa bir ritimle savurmalısınız. Rakibiniz kısa bir ritim oluşturuyorsa geniş bir ritim kullanmalısınız. Bu da rakibinizi ritmin dışında tutmak için kullanılan bir ritim olarak anlaşılır. Bir ritmi korursanız, rakibiniz kılıcını iyi kullanabilecektir.
Örneğin, Noh dramasındaki usta bir şarkıcı belirli bir ritmi korumayacak şekilde performans gösterecek ve acemi bir davulcu onunla birlikte çalamayacak. Aynı şekilde eğer yetenekli bir şarkıcı ve acemi bir davulcu ya da yetenekli bir davulcu ama acemi bir şarkıcı varsa şarkı söylemenin veya davul çalmanın zor olacağı gibi, geniş ve kısa ritim ya da kısa ve geniş ritim kombinasyonları da rakibinizin vuruş yapmasını zorlaştıracaktır.
Acemi bir şarkıcı geniş bir ritme girerse, başarılı bir davulcu kısa bir ritimle vurmaya çalışacak ancak başarısız olacaktır. Yine, usta bir şarkıcı hafif bir vuruş yaparsa acemi bir davulcu geride kalmaktan kendini alamayacaktır.
Usta bir kuş avcısı, kuşun kazığı görmesine izin verir sonra kazığı hafifçe sallar ve düzgün bir şekilde kuşu yakalar. Kuş kazığın ritmine kapılır ve tekrar tekrar kanat çırpsa da uçamaz ve yakalanır.
Rakibinizle ritminizi bozacak şekilde hareket etmelisiniz. Ritim bozulursa hendeğin üzerinden atlayamaz ve içine doğru adım atar. Bu tür bir zihniyeti dikkatli bir şekilde incelemelisiniz.
Tüm Şarkının Farkında Olmak
Şarkının tamamını bilmiyorsanız performans gösteremezsiniz. Dövüş sanatlarında da Tüm Şarkıyı anlamalısınız. Özellikle rakibinizin içini görmeli ve kılıcının hareketlerini tespit etmelisiniz. Bütün bunları rakibinizin zihninin derinliklerine kadar bilin, böylece Tüm Şarkıyı ezberlemiş bir zihne sahip olacaksınız.
Bir keresinde Chang Liang, Hsia-p’ei’deki bir toprak köprünün yakınında yavaş yavaş yürüyüş yapıyordu. Eski püskü giysiler giyen yaşlı bir adam geldi ve ayakkabısını bilerek köprünün üzerinden düşürdü. Yaşlı adam Chang Liang’a dönerek, “Oraya git ve bana ayakkabımı geri getir, delikanlı,” dedi. Chang Liang çok şaşırdı ve yaşlı adama bir yumruk atmayı düşündü ancak adamın ilerlemiş yaşını göz önünde bulundurarak kendini tuttu ve köprüden inerek ayakkabıyı geri getirdi.
Yaşlı adam, “Ayakkabımı giydir!” dedi. Chang Liang ayakkabıyı zaten geri getirmiş olduğundan onu yaşlı adama giydirmek için diz çöktü. Yaşlı adam ayakkabıyı giydi ve gülerek uzaklaştı. Chang Liang şaşkınlığa uğradı ve onun uzaklaşmasını izledi.
Yaklaşık dört yüz metre yürüdükten sonra yaşlı adam arkasını döndü ve geri geldi. “Sana bir şey öğretmemde fayda var, delikanlı,” dedi. “Beş gün sonra şafakta burada buluşalım.” Bunu oldukça garip bulsa da Chang Liang diz çöktü ve bunu yapmayı kabul etti.
Chang Liang beş gün sonra şafakta dışarı çıktığında, yaşlı adam çoktan gelmişti ve öfkeliydi. “Yaşlı bir adama söz verip de geç kalman ne kadar ayıp!” dedi. “Git ve beş gün sonra şafakta benimle buluşmak için tekrar gel.”
Beş gün sonra Chang Liang horozlar öterken yola çıktı ama yaşlı adam çoktan gelmişti ve bir kez daha sinirlendi. “Bu ne gecikme böyle! Eve git! Beş gün sonra şafakta yine gel,” dedi. Beş gün sonra Chang Liang gece yarısından önce yola çıktı. Kısa bir süre sonra yaşlı adam geldi ve mutlu bir şekilde “Olması gereken işte bu!” dedi. Bir kitap çıkararak, “Bunu okursan, muhtemelen imparatorların öğretmeni olacaksın. On yıl sonra başarılı olacaksın ve on üç yıl sonra da benimle tekrar buluşacaksın, delikanlı. Ben kuzey Ch’i’deki Ku-ch’eng Dağı’nın eteğindeki sarı kaya olacağım.”
Başka bir şey söylemeden gitti ve onu bir daha gören olmadı.
Şafak söktüğünde, Chang Liang kitaba baktı ve bunun Büyük Dük Wang Lu Shang’ın Dövüş Sanatı kitabı olduğunu gördü. Chang Liang bu kitaba çok değer verdi ve onu sürekli inceleyerek hafızasına yazdı.
Chang Liang olağanüstü bir taktik uzmanı oldu ve sonunda Çin imparatoru Kao-tsu tarafından işe alındı. Munenori, görünüşe göre yaşlı adamla özdeşleştirdiği Shinkage-ryu’nun kurucusu Kamiizumi Ise no kami Hidetsuna’ya ve otuz beş yaşında olup hayatının sonraki kırk yılını bu okulun ilkelerini belirleyerek geçiren Munenori’nin babası Sekishusai Muneyoshi’ye atıfta bulunarak başlıkta bu hikâyeyi ima etmiş gibi görünüyor. Anlaşılan Munenori, babasına bir Chang Liang olarak saygı duyuyordu ve kendi kitabının Büyük Dük Wang Lu Shang’ın Dövüş Sanatı’na benzediğine dair bir ipucu veriyordu.
Vücudunuzu iyi tanıyorsanız, zorluğu bilmek kendinizi bilmektir. Sadece önünüzdekini düşünürseniz, vücudunuzu zorlamayı unutacaksınız. Zorluğu düzeltmek, kendinizi tanımanın ilk aşamasıdır. – Himonshu
Silahlar uğursuz aletlerdir,
Hiçbir şey onları sevmez.
Bu nedenle kaçınır Yoldaki insan onlardan.
Silahlar uğursuzdur ve iyi bir insana ait değillerdir.
O insan sadece mecbur kaldığında onları kullanır.
Sakin ve kayıtsız kalır, zaferini övmez.
Shuji, rakibinizin kılıcını nasıl vurursa vursun, çapraz şekilde (ju 十 ) karşılamak anlamına gelir; bu, vurulmamak için yapılan bir uygulamadır. Rakibin kılıcını çapraz şekilde karşılarsanız, size vuramayacağı söylenir. Shuriken rakibin elinin (teknik) görünmeyen tarafıdır, bu görünmeyen tarafı gördüğünüzde onu yenersiniz. Buna varlığın ve yokluğun zaferi denir. Var olmayanın içinde var olanı görebildiğiniz zaman kazanacağınız söylenir. – Himonshu
Saklı Çiçeği bilmek. Saklanırsa çiçek olur, saklanmazsa olamaz. İnsanın kendini bilmesi çiçeğin özüdür. Her şeyde, her Yolda, şeyleri geleneksel çizgide gizli tutmanın nedeni, başarının bu sırra bağlı olmasıdır.
Savaş Yolunda kullanılan yöntemler buna bir örnektir. Büyük bir komutanın projeleri, planları ve beklenmedik yöntemleri, güçlü bir düşmanı bile yenecektir. Bu, kaybeden tarafın sık karşılaşılmamış ilkelerle şaşırtılıp yok edilmesinin sebebi değil midir?
Her şeyde, her Yolda ve savaşta bir zafer ilkesi vardır. Böylece geleneksel çizgide bazı şeyleri gizli tutarız. – Fushikaden
Birçok şeyi inceledikçe ve nasıl tavır alacağı, kılıcını nasıl kavrayacağı ve zihnini nereye koyacağı hakkında çeşitli yollar öğretildiğinde, zihni birçok yerde durur. O zaman bir rakibe saldırmak isterse, olağanüstü derecede rahatsız hisseder. Daha sonra, günler ve zaman geçtikçe, pratikleri doğrultusunda, zihninde ne vücudunun duruşları ne de kılıcı tutma biçimleri değerlendirilir. Zihni, hiçbir şey bilmediği ve henüz hiçbir şey öğretilmediği başlangıçtaki gibi olur. Bunda, başlangıcın sonla aynı olduğu yolu görebiliriz… – Fudochishinmyoroku
Bepul matn qismi tugad.